Delivery One

Firma İsmi: Delivery One Teknoloji Anonim Şirketi

Nasıl bir eğitim aldınız? Üniversitenizde aldığınız eğitimin girişimcilik başarınız üzerindeki  etkisini nasıl değerlendirirsiniz?

(Bireysel eğitimden ziyade Delivery One’ın girişimcilikte eğitime bakış açısı anlatılmıştır.)

Planlı eğitimin son basamağı olan üniversiteler tarih boyunca farklı açılardan evirilerek  bulundukları çağa ayak uydurmaya çalışmışlardır. Modern Üniversiteler olarak adlandırılan 3. nesil  Üniversitelerin en büyük özelliği girişimci olmaları ve girişimci bireyler yaratmalarıdır. Girişimcilik  kısmen kişilik özellikleri kısmen de eğitim yolu ile elde edilebilen bir süreç olduğu için sadece  doğuştan gelen bazı özelliklerle girişimci olunamaz. Özetle, eğitim her alanda olduğu gibi girişimcilikte  de kilit öneme sahiptir. 

Delivery One, hem aldıkları eğitim hem de araştırmacı özellikleri ile birlikte; yaşamın her alanında  cesaretli, meraklı, yenilikçi, risk analizi yapabilen ve çözüm odaklı karar alıp sonuca ulaşabilme  özelliklerine sahip olan şimdilik 7 kişilik bir ekipten oluşmaktadır.

∙ Halil Enes DAĞHAN TOBB ETÜ Elektrik Elektronik Mühendisliği / Endüstri Mühendisliği ∙ Emre BAYDAR TOBB ETÜ Biyomedikal Mühendisliği

∙ Mert ÖZDEMİR TOBB ETÜ Makine Mühendisliği

∙ Cemre DURUSOY TOBB ETÜ İşletme 

∙ Simge TAŞKIRAN TOBB ETÜ Endüstri Mühendisliği

∙ Ali Can ZEYBEK Bilkent Üniversitesi Bilgisayar Mühendisliği

∙ Mert Can AKMAN Atılım Üniversitesi İnşaat Mühendisliği

▪ Girişiminizden (en son) kısaca bahseder misiniz?

Girişim, tüm şehri kapsayan robotik bir dağıtım ağı kurma amacıyla, aynı şehirdeki küçük ve orta  ölçekli ürünlerin anlık teslimat ihtiyaçlarını en yüksek verimlilikte karşılamayı hedefleyerek 2020  yılında devlet desteği ile kurulmuştur.

Yüksek verimli İHA’lar, kullanıcı dostu insansız kara araçları, merkezi teslimat ve şarj istasyonları ile  büyük ölçekli otomatik programlama algoritmasının entegrasyonu ile son kilometre teslimatını baştan  aşağıya otonom gerçekleştirmek için çalışmalarına devam etmektedir.

İnsan ile İHA arasında kurulan bir ara yüz ile öncelikle regülasyon gerekmeyen belirli kompakt  bölgelerde yemek teslimatı ardından büyük ölçekli olarak şehirlerde, kargo ve yemek tedariki üzerine  son kilometre teslimatı süreci geliştirilmektedir.

Böylelikle Delivery One, gelecekteki şehirlerin yüksek hız, düşük maliyet, çevre dostu olma ve her  zaman hizmet yanıtı verebilme gibi lojistik gereksinimleri karşılayacaktır.

TOBB ETÜ GARAJ’ın sunduğu fırsatlar/hizmetler neydi ve sana nasıl yardım etti?/  girişimcilik yolunda Garaj girişimcilik merkezindeki deneyimleriniz nelerdir?

Delivery One olarak yolculuğumuzun ilk durağı TOBB ETÜ Garaj olmuştur. 1512 Teknogirişim Sermaye  Desteği başvurusunun ardından yetkili ve tecrübeli kişilerin gerek TÜBİTAK süreci hakkında gerekse  projelerin yer alacağı sektörlerle ilgili spesifik deneyimlerinin aktarılması ile sürecimiz daha da  netleşmiş ve hızlanmıştır. Basma kalıp bilgilerin aktarılmasından ziyade girişimlere verilen özgün  destek ile kamu hibesini almamızdaki katkısı azımsanmayacak kadar fazladır.

TOBB ETÜ GARAJ’ın diğer inkübasyon merkezlerinden farkı nedir?/ şirketinize  katkısı ne oldu? (Teknik gelişim açısından değerlendirebilir misiniz?)

Girişimlerin en zor ve en kırılgan dönemi olan başlangıç aşamasında hayatta kalabilmesine,  gelişebilmesine ve büyümesine yardımcı olmak için verdikleri girişime özel rehberlik vermektedir. Bu  durum da girişimler için, nispeten daha çok proje kapasitesi olan inkübasyon merkezlerine göre daha  detaylı bir gelişim evresi oluşturmaktadır.

HALİL ENES DAĞHAN’IN CEVAPLARIDIR

Öğrencilik döneminizde eğitim çalışmalarınıza paralel olarak bir yerde çalıştınız mı  ya da girişim denemeleriniz oldu mu?

TOBB ETÜ’nün sağladığı en büyük olanaklardan biri olan Ortak Eğitim kapsamında Otomotiv  ve Savunma Sanayii şirketlerinde toplamda 1 yıllık staj tecrübem oldu. Lisans dönemimde ürün  ve hizmet üreten kurumsal yapıları tecrübe etmiş olmamın, başarılı ve başarısız tüm  girişimlerimdeki pozitif etkisini görebiliyorum. 

Görme engelli insanlar için hayal ettiğimiz, konumlarını yetkilendirilmiş kişilerle paylaşma,  engelleri önceden saptama ve bireyleri istedikleri konuma yönlendirme konularında fayda  sağlayacak akıllı baston girişimi, fikir aşamasındayken başarısızlıkla sonlandı. Büyük kitlelere  hitap edemeyecek nispeten uygulanabilirliği düşük olan bu girişim, istikrarsız ekip ve kişisel  olgunluğun düşük olması ile birleşince başarı mucizevi olurdu.

Lisans dönemimdeki diğer girişimim, otomobil şirketlerini veya sürücülerini hedef alan bir  fikirdi. Trafik ışıklarının anlık durumları sürücülere sesli ve görüntülü şekilde iletilerek, sürücü  refleksinde iyileştirme ve paralelinde trafik sıkışıklığına fayda beklentisi ile bu fikir üzerinde  çalışmalara başladım. Ancak iş planındaki belirsizlikler, fikri icra edememe ve odak eksikliği gibi  konulardan bu girişimim de başarısızlıkla sonuçlandı. 

Her ne kadar en iyi girişimin en erken girişim olduğunu düşünsem de, bir fikirden öte girişimci  kişinin karakter ve zihniyet olgunluğu ile öne çıktığını bu süreçte öğrenmiş oldum. Sadece  girişimcilikle değil kurumsal kariyerde edinilen tecrübelere istinaden de amaç ve sonuç odaklı  düşünebilme, başarma ve büyüme isteği, statü ve güç isteğini ikinci plana atabilme, zayıf ve güçlü  yönlerini tanıyabilme ve vizyon gibi konularda baraj olgunluk seviyesinin önemini fark etmekteyim.

Girişimcilik yapmak için temel motivasyonunuz ve maddi beklentileriniz nelerdi? Kurduğunuz işle dünyayı değiştirmek istediniz mi? Eğer öyleyse amaçladığınız  değişim neydi? İşinizin insanların hangi problemlerine çözüm getirmesini istediniz?

Girişimcinin yeni bir iş kurarken pek çok sorun ve zorlukla karşılaşacağı bir gerçektir. Girişimci hem  parasını, hem zamanını, hem de enerjisini harcayarak iş fikrini gerçeğe dönüştürmeye çalışırken bazı  özellik ve becerileri yanında güçlü bir motivasyona da sahip olması gerekmektedir. Girişimcinin  başlatmış olduğu iş bazen bürokratik zorluklar, bazen yasal sebepler ve bazen de mali kaynaklar  nedeniyle, motivasyonun azalmasına neden olabilir. Tam bu noktada Delivery One, ön görülen bu  sorunlarla başa çıkma motivasyonu ile birlikte toplum üzerinde izler bırakarak bir değer yaratmanın  yanında insanlar arasında herhangi bir inisiyatif ve ayrımcılık gözetilmeden nesnel parametrelere göre  hakkın yerini bulduğu bir girişimcilik ekosisteminde başat rol oynama hedefinde bulmaktadır.

Delivery One’ın amaçladığı konu Dünya’nın birçok ülkesinde regüle edilerek, yüksek verimli İHA’ların,  kullanıcı dostu insansız kara araçlarının, merkezi teslimat ve şarj istasyonlarının kullanımı ile son mil  teslimatını baştan aşağıda otonom gerçekleştirilmesidir. Böylece üzerinde yaşadığımız dünyayı biraz  olsun kirlenmesine engel olup gelecek nesillere daha temiz şekilde bırakabiliriz.

Kargo ve kurye hizmetindeki; değişkenlik gösteren hizmet kalitesi, uzun teslimat süresi, yoğun emek  ve zor iş gücü yönetimi, düşük iş güvenliği, sınırlı gece teslimatı, hava koşullarından etkilenen teslimat  süreci ve teslimat kaynaklı toplu taşıma yükünün artması gibi önem sırasında öncelikli konulara  çözüm getirilmesi için çalışmalar son hızıyla devam etmektedir.

Türkiye’deki startuplar (veya teknoloji içerikli firmalar) sizce neden başarısız  oluyor? Girişimcilik ekosistemdeki eksikler nelerdir? Bu eksikliklere ilişkin önerileriniz nelerdir? (GARAJ bu açığı kapatıyor mu? Kapatması için ne gibi  öneriler sunabilirsiniz.)

Amerika Birleşik Devletleri, Kuzey İrlanda, İngiltere, Hindistan ve İsrail gibi ülkelerde özellikle erken  aşama girişimler için kişi başına düşen girişimcilik yatırımları 10 doların üzerindeyken maalesef  ülkemizde bu sayı 1 doların altındadır. Bilhassa donanım girişimciliğe güvenin düşük olması  gelişmekte olan ve üretime dayalı gelir modeline sahip ülkelerde erken aşama girişimcilerin önündeki  en büyük engellerin başında gelmektedir.

Tohum ve melek yatırımcıları, girişimleri ölçek büyütmeleri için yeterli kapitale, bilgi birikimine ve  ağlara sahiptir. Ülkemizde risk sermayesi ve Seri A-B-C yatırımı daha yoğun olarak gerçekleşen  sermaye yatırımlarındandır. Ancak erken aşama girişimcileri için kamu dışında destek bulmamın zor  oluşu ölçeklenebilir seviyeye gelemeden başarısızlıkla sonuçlanmasına sebep olmaktadır. Özetle, erken aşama girişimcileri için yenilikçi bir finansal plan oluşturulduğu takdirde, daha kısa sürede  uluslararası arenada faaliyet gösteren şirketlerin hatta Unicorn’ların doğması önündeki engel  dramatik seviyede azalacaktır.

Özellikle internetin yaygınlaşmasıyla bedava bilgiye ulaşmadaki kolaylık ile üniversitelerin fark  yaratma gereksinimi artmaktadır. Türk özel sektörünün en üst düzeyde ve tek yasal temsilcisi olan  TOBB’un desteği ile kurulan TOBB ETÜ bünyesindeki GARAJ’ın, erken girişimcilerin endüstrideki  tecrübenin aktarılmasındaki ve kapital bulmadaki zorluluğa çözüm bulunmasındaki potansiyeli  yadsınamaz. Bir noktada TOBB’a bağlı Teknoloji Transfer Ofisimiz, sahip olunan büyük endüstri ağı ile  bünyesindeki girişimcileri, gelenekselleşmiş şekilde belirli tematik alanlarda bir araya getirilerek; kamu desteklerinden bağımsız bir şekilde hem ekosistemin gelişmesini hem de tecrübe gerektiren, açık kaynakta bulunmayan bilgilerin aktarılmasını sağlanabilir. Bu sayede bir süre sonra GARAJ’ın fon  da yöneten bir kurum haline gelmesi, ekosisteme çok büyük fayda sağlayacaktır.

Global arenadaki girişimcilik kültürü ile ülkemizdeki girişimcilik kültürünü  mukayese edersek, ne gibi farklılıklar mevcuttur?

Yeni teknolojilerin getireceği işsizlikten daha hızlı bir şekilde yeni iş ortaklarını yaratacağı  beklentilerden biridir. Bu yüzden teknoloji sakınılması veya geç alınması gereken bir olgu olmaktansa,  yaşamın bünyesine hemen katılarak adapte olunması gerekmektedir. Bu fikri nispeten daha önce  benimseyen ülkeler ve şirketler kendilerini katma değer ve verimlilik konularında oldukça  geliştirmiştir. Yalnızca fonlamadan ziyade girişimcilik başarısında ve ölçeklenmesinde bulunan  ekosistem de çok büyük öneme sahiptir. 

Ülkemizin bu ekolü görece geç benimsemesi belki de halen benimseme aşamasında olması en  azından sadece kültür olarak bile bakıldığında global arenada karşılık bulamamasına sebep olmuştur. 

Uluslararası denetim ve danışmanlık firması Ernst & Young’ın G-20 Girişimcilik Barometresi 20138  Raporu’nun odak noktasını, Türkiye’nin girişimcilik ve girişimcilerin kamu ve özel sektörden destek  beklentileri için attığı adımların başarısı oluşturdu. 

G-20 ülkelerindeki girişimcilerin katılımıyla denetim ve danışmanlık firması Ernst&Young -girişimcilik  ekosisteminin en önemli bileşenlerinden- finansmana erişim, yönetmelik ve vergiler, eğitim ve  öğretim, koordineli destek ve girişimcilik kültürü kriterlerine baz alarak 2016 Girişimcilik  Değerlendirmesi raporu hazırlandı. Bu raporda, en iyi ekosistemi sunan ülkeler olarak Avustralya,  Kanada, Güney Kore, İngiltere ve ABD yer alırken, girişimcilik ekosistemleri en zayıf olan ülkeler  Arjantin, Hindistan, Endonezya, İtalya ve Türkiye’dir.

Özetle, girişimciliğe veya risk almaya en uygun ülkede yaşamıyor olsak da; başarısızlığa “neden”ler  yerine, başarıya “rağmen”ler bulmalıyız.

Sermaye yetersizliği ile nasıl başa çıktınız?

Başlangıç sermayesini bulmak ve artırmak, işimizi geliştirmenin önemli bir parçasıydı ve her işletme  gibi yangını besleyen yakıtı bulmamız gerekiyordu.

Başlangıç olarak ihtiyaç duyduğumuz finansman düzeyini bulmamız kolay olmasa da, olası destek seçeneklerini değerlendirdik. Hem özel sektörden hem de kamudan alınabilecek finansman  opsiyonlarından TÜBİTAK 1512’nin öncelikli hedefimiz için daha uygun olduğuna karar verdik. Kamu  destekleri ile başlamamızın öncelikli sebebi ise özellikle donanım girişimi yeni işletmelerin, piyasadaki  statülerinin riskli görünmesi nedeniyle dirençle karşılaşacağımızın farkında olmamızdı.

TÜBİTAK 1512 desteğini kullanmaya hak kazanmamızın ardından her ne kadar çok titiz bir finansal  modelleme yapmış olsak da beklenmedik giderlerle karşılaştık. Bu bağlamda ise ihtiyacımız olan  ürünleri ve yazılımları satın almak yerine, imkanlar çerçevesinde kendi bünyemizde tasarlama ve  üretme yolunu kullandık.

Hedeflediğimiz sistemin tam anlamıyla pazara çıkabilmesi için faz 2 ve 3 çalışmalarının da  tamamlanması gerekiyordu ve bu kapsamlar TÜBİTAK’tan alınan destekten daha çok finansmana  ihtiyaç duyuyordu. Her ne kadar ürünlerin alt yapıları ve dizaynları netleşse de bu ürünlerden gelir  elde edebilen bir şirket olmadığımız için risk yatırımcılarından olumlu geri dönüş alamadık. Bundan  dolayı bir diğer kamu kuruluşu olan KOSGEB projelendirmesine başladık. Teknik olarak daha başarılı  ve yüksek sayıda ürün çıktımızın oluşması adına KOSGEB Ar-Ge ve İnovasyon Destek Programı  sürecine dahil olduk. Bu sayede, Seri A yatırımlarında şirketin pazarlık koşulunu lehimize çevirmek amacıyla, başlangıç sermayesini kamu destekleri ile arttırarak, ürün ve hizmet kalitesinde  iyileştirmeler ve paralelinde satış konusunda hız ve başarı hedefliyoruz.

Heyecan dolu bir girişimci adayı için 3 tavsiyeniz neler olur?

Her ne kadar en fazla başarısız girişim en fazla tecrübe anlayışına sahip olan insanlar olsa da  girişimlerde bulunup kısa vadede başarısız olunduğunda girişimcilerde öz güven ve saygı konularında  bozulmalar olduğunu düşünen biri olarak, gerekli teknik ve pazar çalışmalarını yapan, işler zora  girdiğinde pes etmeme konusu kendi ile inatlaşan ve takımına veya kuracağı takımdaki seçimlerine  güvenen insanlara naçizane 3 tavsiyede bulunmak istiyorum.

1. Doğru kişiler ile çalışmak

Özellikle girişimin başlarında, birden fazla rolde çalışılacağı ön görülerek, çalışkan, sizinle uyumlu ve  esnek, ortaklar veya potansiyel çalışanlar ile işe girişmek büyük önem teşkil etmektedir. Takımları  takım yapan ana unsur birlikte hareket edebilmelidir. Teknik tecrübesi ve bilgisinin oldukça fazla  olması koordine hareket edilemediği, aynı doğrultuda hareket edilemediği takdirde anlamlı değildir.  Bu da yapacak işin bitmediği bir konumdayken dikkatinizi dağıtacak motivasyonunuzu bozacaktır.  Özetle, ilgili geçmişe ve deneyime sahip olmasa bile farklı bakış açısıyla aynı doğrultuda hareket eden  kişiler ile birlikte çalışma tavsiyesinin en önemlisi olduğunu düşünüyorum.

“Hızlı gitmek istiyorsan, yalnız git. Uzağa gitmek istiyorsan, birlikte gidelim.”

Afrika Atasözü

2. Bir Gecede İyi Sonuçlar Beklemeyin 

Girişimciliğin en azından başlarında belirsiz ve kırılgan bir döneminde; başarılı olmak, bir dizi beceri,  eğitim ve kaynak karışımı gerektirir, ancak adanmışlık, bağlılık, sıkı çalışma, gayret ve enerji ile bir  araya getirilmediği sürece iş fırsatları neticelendirilemez. Bir işi sıfırdan kurmak, herhangi bir dikkat  dağınıklığına yer bırakmaz. Atılan her adımın, verilen her kararın çok farklı sonuçlarının olacağı bu  durumda riski azaltmak ve kaliteyi arttırmak adına sıkı ve verimli çalışmanın önemi büyüktür. Sonuç  olarak, hiçbir sıkı çalışma, bir fikir bulmak için yaratıcılığımızı artıramaz ancak yenilikçi, kullanıma hazır  ve kitlelere hitap eden parlak bir fikre sahip olmak yalnızca sıkı çalışma ile anlamlıdır.

“Çoğu insan bir günde yapabileceklerini olduğundan fazla görür, bir ayda neler yapabileceklerini  hafife alır. Bir yılda neler yapabileceğini abartır, on yılda neler başarabileceğini küçümser.”

Matthew Kelly

3. Pes Etmek

Yeni kurulan, yenilikçi ürün veya hizmet üretmeye çalışan girişimlerde genelde koşullar çok hızlı  değişmektedir. Bu değişimlere ayak uydurmakta zorlanılan durumlar için belli başlı stratejiler vardır.  Ancak, tutku ile başlanan bir işte kontrolü elden bırakmak da çok zor olabilir ve bırakılması gereken  noktayı fark etmemek başka farklı sorunlara yol açabilir. Şirket kurucusu ve yönetici olan kişilerin,  özellikle ekipteki büyüme ile yönetimsel zorluklar yaşanabileceğini düşünüyorum. Bu bağlamda, en  azından hedefleri, sonuçları ve bağlamları yönetmek konusundaki eğitimleri detaylandırılabilir ya da  bu konuda tecrübeli profesyonel kişilerden destek alınabilir. Bazen, yatırılan sermayeyi geri almak  veya kendimizi hayatın yeni akışlarına dahil etmek daha doğru olabilir.

EMRE BAYDAR’IN CEVAPLARIDIR

Sizce kimler girişimci olmalılar, kimler ise girişimcilikten tamamen uzak durmalılar?

Son zamanlarda çok popüler olan bir terim olan girişimcilikten bahsediyoruz. Hatta ülkemizde  popüler olması için geç kalmış terimlerden biri. Kimler girişimci olmalı yorumundan önce girişimciliğin  ne olması gerektiğinden bahsetmek istiyorum. Eğer toplumdaki bir problemi çözüyor ve toplum  gelişimine katkı sağlıyorsanız bir de bunları yaparken hayatınızda risk alıyorsanız girişimci olduğunuzu  söyleyebiliriz. 

Hayatında risk alan ve topluma fayda katmayı hedefleyen girişimcilerin ister istemez bazı kişilik  özelliklerinin de güçlü olması gerekiyor. Bunların başında ise benim için disiplin ve sabır var. Girmiş  olduğumuz yol engebeli ve kesinlikle zor. Girişimcinin, kararlılıkla bu yolda ilerlemeyi kendine hedef  koymuş olması lazım. Bu yola çıktığınızda işler istediğiniz gibi gitmeyebilir. Bazen umutsuz kaldığınız  anlar bazen stres seviyesinin çok yüksek olduğu anlar oluyor. Bunlara karşı sabırlı olup hedefine  odaklanmış aynı zamanda kendi öz disiplini ile yoluna devam eden kişiler olması gerekiyor. 

Heyecan dolu bir girişimci adayı için 3 tavsiyeniz neler olur?

Fikri olan, bunu hayata geçirmek isteyen kişilerin girişimci adaylarının bilmesi gereken birkaç önemli  nokta olduğunu düşünmekteyim. Bu önemli kısımlar ise girişimcilerin kişisel özelliklerinden ziyade iş  fikirleriyle ilgilidir. 

-Öncelikli olarak fikrinizin ticarileşebilmesi ve sürdürülebilir olması oldukça önemli. Fikriniz topluma  fayda sağlıyor olabilir fakat günün sonunda size kar sağlamıyorsa fikrinizi sürdürmeniz oldukça zor  olabilir. Bu yüzden fikrinizi faaliyete sokmadan önce bu önemli kriterlerle ilgili soruları cevaplıyor  olmanız sürece daha hazırlıklı olmak adına daha sağlıklı olacaktır.

-Birlikte çalışacağınız insanları iyi seçmeniz gerekmektedir. Bu sadece birlikte yola çıktığınız yol  arkadaşlarınız olan ortaklar değil aynı zamanda girişiminizde etkin rol oynayacak diğer kişiler için de  geçerlidir. Her nasıl büyük firmalar insan kaynakları departmanlarının görevlerine önem veriyorsa  sizin de gerekli kişilik özellikleri ve yeteneklerde kişilerle aynı yolda olmanız sizi başarıya ulaştıracaktır.

-Son olarak ise yolunuza çıkan engellerde fikrinize pozitif bakmak ve pes etmemek gerekiyor. İçinde  bulunduğunuz girişimcilik süreci oldukça riskli ve zorlu bir süreç olduğundan ortaya çıkan sorunlarda  ve stresli durumlarda soruna pozitif bakış açısıyla yaklaşmanız gerekmektedir.

Girişimcilik yapmak için temel motivasyonunuz ve maddi beklentileriniz nelerdi?  Kurduğunuz işle dünyayı değiştirmek istediniz mi? Eğer öyleyse amaçladığınız değişim  neydi? İşinizin insanların hangi problemlerine çözüm getirmesini istediniz?

Motivasyonun temelinde girişimin çözmüş olduğu problem ve topluma sağlamış olduğunuz fayda  temelli olması gerektiğini düşünenlerdenim. Kişisel olarak maddi beklentiler elbette olmalı ama bu  beklenti buradaki tek motivasyon olduğu zaman işe olan bağlılık ve motivasyonda azalma gibi  durumlar olabilir. İşe odaklanma ve başarıya ulaşmak hedef olduğu zaman zaten maddi beklentiler de  zamanla karşılanacaktır. 

Yapmış olduğunuz işin lokal problemi çözüyor durumu haricinde kesinlikle büyük bir değişimi  hedefleyerek yola çıkmak gerekmektedir. Biz de bu işle birlikte dünyadaki paket sipariş hizmet  sektöründe büyük değişimler yapmayı hedefleyerek çıktık. Bu şekilde de yolumuza devam ediyoruz.  Bunun için küçükten yani bulunduğumuz yerden başladık. En büyük olan hedefimiz olan dünya  geneline ise emin şekilde ilerliyoruz.

Global arenadaki girişimcilik kültürü ile ülkemizdeki girişimcilik kültürünü mukayese  edersek, ne gibi farklılıklar mevcuttur?

Girişimcilik denildiği zaman akla ilk gelen yerlerden biri ABD’de bulunan Silikon Vadisi’dir. Bunun gibi  verilebilecek diğer örnekler ise maalesef yurtdışından olmaktadır. Bu farklılığın sebebinin ise bu  kültürün daha önceden oralarda başlamış olduğunu düşünüyoruz. Kültür oluşması için belli bir süre  geçerek olgunlaşması, girişimciliğin öğretilmesi, aktarılması ve yaygınlaşması gerekmektedir. Bu  konudaki en büyük sorumluluk devlet ve yetkili kurumlara düşmektedir. Girişimci sayısının arttırılması  için ise üniversitelerde verilen eğitim kalitesi arttırmak, devlet teşviklerini sayısını çoğaltmak ve  toplumun girişimciye bakış açısını değiştirmek yeterli olacaktır. 

Son yıllardaki girişimlere verilen destek sayısının ve kuluçka merkez sayısının ulaşılabilirlik seviyesinin  arttığını gözlemliyoruz. Bu şekilde girişimcilik kültürünün bir diğer yüzü olan yatırımcı sayısının da  artarak ilerleyen yıllarda ülkemizden başarılı girişimlerin çıkacağını düşünüyoruz.

İlginizi Çekebilecek Diğer Makaleler

Bu makaleyi sosyal medya hesaplarınızda paylaşın