Girişimciler İçin Covid-19 Sonrası Yenilikçi İş Geliştirme Önerileri

2019 yılının son aylarında Çin’de ortaya çıkan ve kısa süre içerisinde de tüm dünyayı etkisi altına alan Covid-19 salgını, toplumsal yaşamda olduğu gibi iş biçimlerinde de ciddi değişimlerin yaşanmasına neden oldu. Esasında bir risk ya da kriz olarak ortaya çıkan bu durum, acil durum planı olmayan işletmeler açısından büyük olumsuzluklar yarattığı gibi; girişimciler için de yeni potansiyellerin doğmasına neden olmuştur. Girişimcilik genellikle “kazanç elde etmek amacıyla belirli bir iş planına, riskleri de üstlenerek yatırım yapma” biçiminde tanımlanmaktadır. Ancak modern anlamıyla girişimcilik, yenilikçi bir yaklaşımı da zorunlu kılmaktadır. Covid-19 ortaya çıkmadan önce de geleneksel iş modellerine duyulan ilgi büyük ölçüde azalmıştı.

Girişimci ruha sahip bireyler açısından bu dönemde ve sonrasında yapılabilecek pek çok iş fikri bulunmaktadır. Ancak yalnızca iş fikrine sahip olmak, başarı için yeterli değildir. Hangi iş fikri olursa olsun, mutlaka profesyonel bir iş planı ile desteklenmeli ve kısıtlı olan yatırım olanakları kullanılarak maksimum fayda yaratılmaya gayret edilmelidir. Bununla birlikte gerekli olduğu durumlarda profesyonellerden destek almaktan da kaçınılmamalıdır.

2021 Pazarlama Önerileri

Yeni bir ürün üretildiğinde, var olan bir ürün bazı geliştirmeler ile yeniden piyasaya sunulduğunda ya da toplumsal bir probleme karşı çözüm geliştirildiğinde insanların mutlaka bundan haberdar edilmesi gerekir. Temel amacı kâr etmek olan girişimlerin bu amacına ulaşabilmeleri için, hedef kitlelerine dokunabilmeleri büyük önem arz etmektedir. Bir ürünün ya da hizmetin satışını sağlamak, var olan satışlarını arttırmak, müşteriler ve hedef kitle ile iyi ilişkiler kurarak memnuniyet düzeyini arttırmak gibi amaçlara yönelik yürütülen faaliyetler pazarlama olarak adlandırılmaktadır. Ancak dijitalleşmenin tüm dünyayı kuşattığı bu çağda, pazarlama pratikleri de büyük değişime uğramıştır. 2021 yılında en sık başvurulan pazarlama yöntemlerinden bazılarını şu şekilde sıralamak mümkündür:

Sosyal Medya Pazarlaması: Instagram, Twitter, Facebook ya da YouTube gibi sosyal medya platformları, günümüz dünyasında pazarlama için en yaygın kullanılan mecralardandır. Daha düşük maliyet ile daha etkili pazarlama yapabilmeye olanak tanımalarının yanı sıra hedef kitle ile etkileşim halinde olabilmek gibi bir avantaj da sunmaktadır. İşletme ile irtibata geçebilen ya da sorularına yanıt alabilen müşterilerin marka aidiyetlerinin daha yüksek olduğu bir gerçektir. Ayrıca sosyal medya kullanıcı sayısının hem Türkiye’de hem dünyada her geçen gün artması, bu mecraların pazarlama cazibesinin artmasına yol açmaktadır. Özellikle hedef kitlesini gençlerin ve orta yaşlıların oluşturduğu girişimler açısından sosyal medyaya yönelmek, iyi sonuçlar alabilmek için gereklidir.

Influencer Marketing: Fenomen pazarlama olarak da bilinen bu pazarlama stratejisi sosyal medya platformlarında yüksek takipçi sayısına sahip bireylerin, marka ya da ürün tanıtımında kullanımıdır. Modern pazarlama döneminde bu pratik, geleneksel dönemde televizyon reklamlarında yer alan ünlüler ile eşdeğer görülmektedir. Özellikle genç kitle üzerinde büyük etkisi olan fenomenleri kullanarak, başarılı bir pazarlama stratejisi geliştirebilmek mümkündür.

Arama Motoru Optimizasyonu (SEO): Günümüzde iş dünyasında var olabilmenin en önemli koşullarından biri web sitesine sahip olmaktır. İşletmenin dijital kartviziti görevini yerine getiren web sitelerinin doğru yönetilmesi, başarılı pazarlama organizasyonlarının yapılabilmesine dair bir potansiyele sahiptir. İşletmeye ait web sitesini ön plana çıkarabilmek ve arama motorlarında ilk sıralarda yer alabilmek açısından arama motoru optimizasyonu ya da SEO uygulamalarına başvurulmalıdır. Her gün milyarlarca insan tarafından kullanılan arama motorlarında ilk sıralarda yer almak, işletmeye prestij sağlayacağı gibi; hedef kitleye daha etkin ulaşabilme ve doğrudan pazarlama yapabilme imkânı sunmaktadır.

İlginizi Çekebilir: Startup’ınızı Geliştirmek İçin Atmanız Gereken 6 Temel Adım!

Eğitim Sunun

[removed]void(0)

Covid-19 dönemi iş dünyasının yanı sıra eğitim pratiklerinin de değişmesine neden oldu. Esasında bu durumun tohumları, salgından önce de yavaş yavaş atılmıştı. Bireyler ilgili oldukları ve bilgilerini de arttırmak istedikleri alanlara yönelik online eğitimler alma yolunu son birkaç yıldır yaygın bir şekilde kullanmaktadır. Bu dönemde artık eğitim faaliyetlerinin evden sürdürülebileceği ortaya çıktı ve tüm gününü okulda geçirmek zorunda kalmayan bireylerin, kendi kişisel gelişimlerine daha fazla zaman ayırabilmeleri için ek zamanlar doğdu. Bu nokta girişim fikri arayanlar için dikkate değerdir. Zira farklı dijital platformlar üzerinden dijital eğitimler vermek ya da eğitim verebilecek bir dijital platform oluşturmak, Covid-19 salgınından sonra işlevsellik kazanma ihtimali yüksek olan bir fikirdir.

Online eğitimin zamandan ve mekândan bağımsız olması, Z kuşağı diye adlandırılan günümüz genç kuşağının beklentileri ile büyük uyum göstermektedir. Erken uyanmanın zorunlu olmadığı, öğrenmek için bireyin kendini en hazır hissettiği anda derse başlayabildiği eğitimler, klasik okul eğitimlerinden daha büyük katkılar sunmaktadır. Ayrıca kısa sürede tamamlanabilmesi de dijital eğitimin avantajlarından biridir. Fiziki olarak birkaç yıl okula gidip gelmeyi gerektiren ama neticede çok yüksek bir donanıma erişilemeyen pek çok konuda, online eğitimler ile daha kısa sürede ve daha yüksek bilgi düzeyine ulaşmak da mümkündür. Tüm bu avantajlar göz önüne alındığında, gençler başta olmak üzere toplumun önemli bir kesiminin Covid-19 salgını sonrasında da online eğitim modelini benimseyeceğini öngörmek zor değildir. Bu öngörü, girişimci bireyler açısından da bir potansiyel barındırmaktadır.

Sanal Etkinlikler Düzenleyin

Covid-19 ile mücadele kapsamında sosyalleşme alanlarının kısıtlanması, insanların bu ihtiyaçlarını karşılayabilmek adına sanal etkinliklere yönelmelerine yol açmıştır. Fiziki olarak yapılabilen etkinliklerin bir kısmı, sanal dünyaya uyarlanmış ve bu sayede bireyler evde kalırken bile eğlenebilmiştir. Bu yenilikçi yaklaşım insanlar tarafından büyük bir ilgi görmüştür. Zira fiziki etkinliklerde yalnızca kendi fiziki çevreleri ile buluşabilen bireyler, sanal etkinlikler aracılığıyla daha geniş bir iletişim ağına ulaşmayı başarmış ve hem Türkiye’nin hem de dünyanın farklı yerlerinden insanlarla tanışabilme olanağına kavuşmuşlardır. Sanal etkinliklerin sağladığı bu fayda, salgın sonrası dönemde de sanal etkinliklerin önem taşıyacağını göstermektedir. Bu yüzden de girişimciler, en çok ilgi gören sanal etkinlik türlerini belirlemeli ve kendi özgünlüğünü de katarak yeni sanal etkinlikler düzenlemeye odaklanmalıdır. Geliştirilecek fikrin uygulanabilir olması, girişim fikrinin başarıya ulaşması açısından önemlidir. Ayrıca düzenlenecek etkinliklerin hedef kitleye ulaşabilmesi için de etkili iş pazarlama stratejisi geliştirilmelidir.

İlginizi Çekebilir: 2021 İçin Etkili Startup Pazarlama Stratejileri

Tecrübeli Kuruluşlarla Ortaklık Kurun

Büyük ve başarılı girişimlere bakıldığında her daim girişimcilerinin isimleri ön plana çıksa da esasında girişimcilik bilgi ve deneyimini ortaya koyan birden fazla kişinin ya da kuruluşun güç birliği yapmasından doğmaktadır. Ancak çoğu zaman, girişimcinin adı marka adının önüne geçebilmektedir. Yeni bir girişim başlatmanın pek çok zorluğu bulunmaktadır. Özellikle yeteri kadar bilgi ve deneyim sahibi olunmayan bir alanda girişimde bulunmak, beklenmedik durumlarla karşılaşılmasına neden olabilmektedir. Bu yüzden de girişim düşünülen alanda ya da girişimi destekleme potansiyeli bulunan alanlarda faaliyet gösteren deneyimli kuruluşlarla ortaklık kurmak doğru bir adım olacaktır. Ayrıca girişim fikri için daha büyük kuruluşların desteğini alabilmek, girişimin daha hızlı gelişmesine de yol açacaktır.

Tecrübeli kuruluşlarla ortaklık edileceği zaman bir sözleşme çerçevesinde hareket edilmeli ve bahsi geçen kuruluştan maksimum düzeyde fayda sağlanacak şekilde sözleşme düzenlenmelidir. Deneyimli firmanın deneyimlerini aktarabilmesi ve gerektiğinde uzman destek sağlaması oldukça önemlidir. Özellikle gelişme aşamasında olan girişim fikirleri için hayati bir yer tutan mentorluk desteği de talep edilmelidir. Tüm bunlar amaçlanırken doğru ortaklık modelinin uygulanmasına da dikkat edilmelidir. Girişimci hiçbir zaman iş fikrinin tamamen kontrolünü kaybetmemeli ve büyük olduğu için deneyimli kuruluşlara projesini tamamıyla teslim etmemelidir.

Müşterilerin Endişelerine Yönelik Çözümler Sağlayın

Yeni bir girişimde bulunmak ya da var olan girişimlerini geliştirmek isteyenler açısından odaklanılması gereken noktalardan biri de müşteri endişelerinin giderilmesidir. İşletmeler, müşterileri ile vardır. Müşteri kitlesi ile iletişim kurabilen ve onların fikirlerine ciddiye alarak, gelen talepler doğrultusunda iyileştirme yapmaya çalışan işletmeler, başarıya daha kolay ulaşabilmektedir. Zira kendi fikirlerine değer verildiğini ve dile getirdikleri olumsuzlukların ciddiye alındığını gören müşteriler ile işletme arasında bir yakınlaşma ve aidiyet hissi gelişmektedir. Müşteri sadakatinin sağlanması bir işletmenin varlığını devam ettirebilmesinin temel koşullarından biridir. Esasında bu halkla ilişkiler faaliyetinin de bir parçasıdır. Halk nezdinde işletmenin konumunu algılamak, bu konumu daha iyi hale getirmek ve müşteri sorunlarına çözüm bulmak amacıyla işletme içerisinde ayrı bir birim kurulması gereklidir. Müşterilerin doğrudan bu birim ile irtibata geçebilmesi ve markaya dair endişelerini dile getirmesi sağlanmalıdır. Mümkün olduğu kadar bu endişeler için çözümler geliştirilmeli ve fikirlerinin ciddiye alındığı müşterilere hissettirilmelidir.

Dijital Pazarlamaya Yoğunlaşın

Bir girişimin başarıya ulaşmasında pazarlama faaliyetlerinin rolü oldukça büyüktür. Ancak doğru pazarlama yöntemini seçmek için özen gösterilmelidir. İş dünyasını kökten değişime uğratan dijital teknolojiler, pazarlama alanında da oldukça etkilidir. Dijital pazarlama olarak adlandırılan bu yeni pazarlama yaklaşımı, geleneksel kitle pazarlamanın aksine doğrudan gruplara ve bireylere ulaşmayı amaçlamaktadır. Maliyetinin yüksek olması ve çoğu zaman geri dönüşlerin istenilen düzeyde olmadığı kitle pazarlama, bu dönemde geçerliliğini büyük ölçüde kaybetmiştir. Eğer ülke içerisinde yaşayan yurttaşların tamamına hitap eden bir ürün ya da hizmet söz konusu değilse, kitle pazarlama yöntemlerinden kaçınmak gereklidir.

Covid-19 sonrası için iş geliştirme stratejisi oluştururken, pazarlama stratejisi de doğru şekillendirilmelidir. Özellikle müşteri segmentasyonuna mutlaka başvurulmalı ve hedef kitle mümkün olduğu kadar küçük parçalara ayrılarak, her parça için ayrı pazarlama mesajları oluşturulmalıdır. Zahmetli gibi görünmesine rağmen, bu yöntemin geri dönüş başarısı oldukça yüksektir. Ayrıca dijital pazarlamanın profesyonel bir alan olduğu akıldan çıkarılmamalı ve bu konuda uzman desteği almaktan kaçınılmamalıdır.

Dijital pazarlama her şeyden önce kullanıcı verileri ile beslenmektedir. Hedef kitlenin dijital dünyada gezerken bıraktıkları ayak izlerini takip eden uzman sistemlerin sağladığı veriler, herkese ilgi alanlarına göre pazarlama yapılabilmesini mümkün kılmaktadır. Bu durum, dijital pazarlamanın başarı yüzdesini olumlu yönde etkilemektedir. Ayrıca uygulanan stratejinin sonuçlarının rasyonel olarak izlenebilmesi ve başarılı olunamayan yerlere müdahale edilebilmesi gibi kolaylıklar da söz konusudur. Kitle iletişim araçları ile yürütülen geleneksel pazarlamada, reklam mesajları bir kez hazırlanıp yayınlandıktan sonra değiştirilememekte ya da bunu yapmak için çok daha büyük ücretler ödemek gereklidir. Buna karşın yürütülen faaliyetin ne oranda başarılı olduğunu ölçmeye yarayan rasyonel bir yöntem de bulunmamaktadır. Tüm bu dezavantajlar, geleneksel kitle pazarlamasının her geçen gün daha fazla kan kaybetmesine yol açmaktadır.

Hedefine ulaşmak isteyen girişimci bireyler için dijital pazarlama bahsedilenlerden daha fazlasını sağlamaktadır. Bu yüzden de dijital pazarlamanın olanakları iyi araştırılmalı ve iş fikri ile en uygun pazarlama biçimi entegre edilerek hedef kitleye ulaşım sağlanmalıdır. İş fikirlerinin dijitalde gerçekleşeceği Covid-19 sonrası dönemde, pazarlamanın geleneksel biçimleri ile yetinmeye çalışmak, uyumsuzluk doğuran bir durumdur.

İlginizi Çekebilecek Diğer Makaleler

Bu makaleyi sosyal medya hesaplarınızda paylaşın