İşletmeler sürdürdükleri projelerde başarıya ulaşabilmek adına pek çok yönteme başvurmaktadır. İnovasyon da bu yöntemler arasında yer almaktadır. Esasında bu kavram, bir yöntemden çok bir süreci ifade etmektedir. Başarılı olmak isteyen işletmeler inovasyonu teşvik etmeli ve inovasyon yönetimi konusunda doğru stratejileri izlemelidir. İnovasyonun başarı ile yönetilebilmesi adına şu 4 madde ön plana çıkmaktadır:
- İşletmeye Özel Bilgi Toplamak: Başarılı bir inovasyon yönetimi için işletmeye özel bilgi ve deneyimlere gereksinim duyulmaktadır. Bu daha nokta atışı stratejilerin geliştirilebilmesi adına önemlidir. Zira bir işletme açısından son derece yararlı olan bir strateji, farklı koşullar altında faaliyet gösteren bir işletmede tam tersi sonuçları doğurabilmektedir. Bu yüzden de genel geçer inovasyon yöntemlerini uygulamak yerine, işletmeyi doğru şekilde tanıyarak daha isabetli stratejiler geliştirilmelidir.
- İnovasyonun Payını Artırmak: İnovasyonun yaratacağı potansiyelden tam anlamıyla yararlanabilmek için, işletmenin kurumsal stratejisinin büyük bir kısmını inovasyon stratejileri oluşturmalıdır. Özellikle değişim ve yenilik gibi kavramların her geçen daha fazla önem kazandığı günümüzün rekabetçi dünyasında inovasyona biçilen pay, işletme başarısında da doğrudan etkilidir.
- Esnek Olmak: İnovasyonun işletmelere en büyük katkılarından biri de esnek olmasıdır. Bu yüzden de inovasyon yönetimi için planlama yapılırken meydana gelmesi muhtemel riskler ile teknik alanda yaşanabilecek değişim ve dönüşümler de dikkate alınmalı; hem işletme hem de yürütülen projeler bu risk ve yeniliklere karşı esnek bir şekilde yapılandırılmalıdır.
- Birbirleri ile Çelişen Gereksinimleri Dengelemek: İşletme içindeki yapılar ve süreçler söz konusu olduğunda, birbiri ile çelişen gereksinimlerin dengelenmesi de inovasyonun etkin yönetimi açısından dikkate alınması gereken noktalardan biridir.
İlginizi Çekebilir: Pazarlama İlkeleri Nelerdir? Örneklerle Detaylı Anlatım!
İnovasyon Hakkında Tüm Merak Edilenler
İnovasyon kavramının giderek daha popüler hale gelmeye başlaması ve işletmelerin başarısında oynamış olduğu rolün açık bir şekilde gözlemlenebilmesi, gözleri bu kavrama çevirmiştir. Bu noktada, inovasyonun ne olduğuna dair pek çok soru ortaya çıkmaktadır. Bir işletmenin bilimsel, teknolojik ve idari süreçlerinin tamamı inovasyonun kapsama alanına girmektedir. Yani inovasyon, organizasyonun bütününde var olan süreçleri incelemeyi ve kontrol etmeyi ifade etmektedir. Ancak burada geçen kontrol kelimesi denetimci ya da baskıcı bir kelime olarak kavranmamalıdır. İnovasyonun getirdiği kontrol etme ve inceleme, daha yumuşak ve daha demokratiktir.
Kimi zaman işletme içerisinde inovasyona karşı hareketler ya da tepkiler de doğabilmektedir. İnovasyon bu tepkileri göze almayı ve gerektiği durumlarda rasyonel biçimlere başvurarak tepkilerle başa çıkmayı da ifade etmektedir. Son olarak da inovasyonun davranış sorunlarını çözmeye odaklanması gerektiğinden bahsetmek mümkündür. Zira işletme içerisinde yer alan bireylerin davranışları, proje yönetiminde ve işletme başarısında doğrudan bir role sahiptir.
İlginizi Çekebilir: Girişiminizin Başarılı Olması İçin 6 Pazarlama Stratejisi!
İnovasyon İlhamı Veren Bir Ofis Oluşturmak İçin 3 İpucu
İnovasyon stratejileri geliştirmek kadar, bu noktada ilham verici çalışma ortamları oluşturmak da önem arz etmektedir. Çalışma ortamı, bireylerin inovasyona dair motivasyonlarının artmasına ve bu sürece daha kolay adapte olmalarına destek sağlamaktadır. Bu doğrultuda ortaya çıkan çok farklı ofis tasarımları bulunmaktadır. Ofislerde açık alanları arttırmak bu konudaki en etkili yöntemlerden biridir. Klasik dönemde birbirinden kopuk cam bölmeler ya da küçük odalar içinde çalışan bireyler, inovasyon çağında bu kapalılıktan rahatsız olmaktadır. Bunun için de ofis tasarımlarının daha açık olmasına ve çalışanların bir arada bulunmasına önem verilmelidir. Bir diğer ofis tasarım ipucu ise canlı renklerden daha fazla yararlanılmasıdır. Ofislerde sıklıkla kullanılmalarına rağmen, ciddiyetin rengi siyah ve durgunluğun rengi olan beyaz inovasyon açısından pek de tercih edilmemektedir. Bunun yerine çalışanlarda yaşam enerjisi arttıracak ve içlerini açacak canlı renkler tercih edilmelidir. Sovyetler Birliği döneminde evlerin boyanmamasının ve gri halde bırakılmasının, Sovyet kentlerinde yaşayan yurttaşların daha karamsar ve mutsuz olmalarına yol açtığını gösteren araştırmalar, ofislerde canlı renklerin kullanımının önemini göstermektedir.
İnovasyon ilhamı veren bir ofis ortamı yaratmak için yapılabilecek değişikliklerden biri de ahşap kullanımını daha yoğun hale getirmektir. Betona kıyasla daha estetik bir görünüme sahip olan ahşap, aynı zamanda ruh dinginliği vermekte ve aynı zamanda motivasyonu arttırmaktadır. Bunun yanı sıra çalışma ortamında doğal aksesuar ve elementlerden de sıklıkla yararlanılmaktadır. Doğanın çalışma ortamına taşınması, daha inovatif fikirlerin ortaya çıkması bakımından ateşleyici bir role sahiptir.