Güçlü Bir Marka Nasıl Oluşturulur? En İyi 8 İpucu


Markalaşmak, ekonominin küresel boyutlara ulaştığı günümüz dünyasında bir işletmenin başarıya ulaşmasının temel unsurlarından biridir. Bir girişim fikrinin iyi şekilde planlanmış olmasının yanında, hedef kitle ve müşteri kitlesi tarafından daima hatırlanmasını sağlayacak bir markaya sahip olması da büyük önem arz etmektedir. Dünyanın önemli bir kısmında cep telefonu denildiği zaman Apple ya da Samsung markalarının akla gelmesi, bu durumun en belirgin örneklerinden biridir. Başarılı bir marka yaratmak, işletmenin hatırlanabilir olması açısından önemlidir. Ancak marka oluşturmak ile işletmeye isim vermek karıştırılmamalıdır. Esas olarak marka oluşturmak, birden fazla etkenin bir araya gelmesi ile ortaya çıkan bir süreçtir. Bu süreçte dikkate alınması gereken pek çok unsur vardır.

Marka İsminizi Doğru Seçin

Marka ismi başarılı bir marka haline gelmek isteyenlerin üzerinde durması gereken temel hususlardan biridir. İsim seçiminde dikkat edilmesi gereken noktaları şu şekilde sıralamak mümkündür:

  • Eşsiz Olması: Seçilecek marka isminin, ülke sınırları içerisinde farklı bir firma tarafından kullanılıyor olmaması gereklidir. Bu hem kanuni bir zorunluluktur hem de müşterilerin kafalarının karışmasına neden olma potansiyeli yüksek bir durumdur.
  • Kolay Hatırlanabilir Olması: Marka ismi seçerken karışık, insanların gündelik sohbetlerinde konuşurken hatırlamakta zorluk çekecekleri isimlerden kaçınılmalıdır. Marka isminin hatırlanabilir olması, kulaktan kulağa pazarlamayı zorlaştırmaktadır. Bu yüzden de hedef kitle de ve müşteri kitlesinde güçlü çağrışımlar yapacak isimlere odaklanılmalıdır.
  • Fonetik Uyum: Marka isminin fonetik açıdan uyumlu olması da müşterilerin markayı daha çabuk algılamalarını sağlayacaktır. Örneğin sonu sesli harfler ile biten marka isimlerinin telaffuzu daha kolaydır ve yapılan bazı araştırmalarda bu tür isimlerin daha kalıcı olduğu ortaya konulmuştur. Bu yüzden de kolay telaffuz edilebilen isimlere yönelmek gereklidir.
  • Farklı Ülkelerdeki Anlamı: Yalnızca kurulu olduğu ülke ile sınırlı kalmak istemeyip yurtdışına da açılmak isteyen girişimci bireyler, seçecekleri markanın dış ülkelerde olumsuz bir anlam taşımamasına dikkat etmelidir. Aynı kelimelerin, farklı kültürlerde farklı anlamlara gelmesinin pek çok örneği mevcuttur. Bu yurtdışında işletmenin olumsuz bir imaja sahip olmasına yol açacağından dolayı, marka isminin hedef pazar olarak kabul edilen dış ülkelerdeki anlamları da dikkate alınmalıdır.

İlginizi Çekebilir: Girişimcilerin Yatırım Aşamasında Dikkat Etmesi Gereken 4 Temel Unsur!

Marka Olarak Mesajınız Ne?

Güçlü marka yaratımı için hedef kitleye verilmek istenilen mesajın doğru belirlenmesi de önem arz etmektedir. Gelişigüzel belirlenen ve herhangi bir anlam ya da mesaj taşımayan marka isimlerinin sektörde etkili olma ihtimali düşüktür. Zira hedef kitle, markanın adından çok onun verdiği mesaj ile etkileşime girmektedir. Marka mesajının iletilmesi bakımından sloganlar da önemli bir yere sahiptir. Özellikle bugün küresel ölçeğe ulaşmayı başarmış tüm markaların, kendileri ile özdeş hale gelmiş bir ya da birden fazla sloganı bulunmaktadır. Artık dünyanın herhangi bir noktasında bu slogan söylendiği zaman, bireylerin aklına doğrudan marka gelmektedir. Örneğin bir zamanlar Nokia’nın kullandığı “Connecting People” sloganı, marka iflas ettikten bile insanların aklında kalmayı başarmıştır. Markanın vermek istediği mesajlar, markanın hatırlanabilir olmasını sağlamaktadır. Hatırlanabilir olmak ise hedef kitlenin tüketim kararlarını doğrudan etkileyen bir unsurdur. Zira insanlar herhangi bir ürünü alırken, zihinlerinde olumlu yer edinmeyi başarmış ve daha önceki deneyimleriyle bu yeri sağlamlaştırmış olan markalar arasından seçim yapmaktadırlar.

Tasarımın Önemi

Başarılı bir markaya sahip olmanın en önemli adımlarından biri de logo tasarımıdır. Profesyonel olmayan işletmeler açısından logo seçimi son derece kolay yapılabilen bir iştir. Ancak bu rastgele yapılan seçim ile bu işletmelerin profesyonel kategoriye geçememesi arasında da doğrudan bir bağlantı bulunmaktadır. Logo konusunda tasarım üzerinde durulması gereken bir husustur. Öyle ki basit gibi görünen pek çok logo, uzun çalışmaların ve tasarım süreçlerinin sonrasında ortaya çıkmaktadır. Marka ismi ile logonun eş değer olduğunu hatta çoğu zaman logonun, hatırlanma konusunda marka isminden daha çok işe yaradığını belirtmek mümkündür. Zira görsellik, insanların daha fazla dikkatini çekmektedir. İyi bir logoya sahip olmanın da bazı kriterleri vardır.

Öncelikle logo tasarımında üçten fazla renk kullanılmamasına özen gösterilmelidir. Esasında ideal olan, iki renk kullanılmasıdır. Logoda çok sayıda renk kullanılması, müşterilerde göz yorgunluğuna yol açmaktadır. Bununla birlikte logoda eğer yazı kullanılacaksa, okunabilir bir font ile yazılması ve büyüklük olarak logodan daha fazla olmaması gereklidir. Yazının logoyu gölgede bırakması, tasarım açısından kusurlu bir durumdur. Burada belirtmek gerekir ki yazı içermeyen logolar daha yüksek etkiye sahiptir. Logonun özgünlüğü ise ilk iki maddeden daha önemli bir husustur. Zira başka markaların logolarından kopya çekmek, özellikle de aynı sektörde faaliyet gösteren bir markadan kopya çekmek, müşterilerin markaları karıştırmasına yol açabilmektedir. Bu karmaşa, marka imajını olumsuz etkileme potansiyeline sahiptir.

Doğru Hedef Kitleye Odaklanın

Tanınırlığı yüksek bir marka ismi oluşturmak bakımından, doğru hedef kitleye hitap etmek de dikkate alınması gereken noktalardan biridir. Geçmiş dönemler ile kıyaslandığında günümüzde daha isabetli hedef kitle seçimi yapabilmek açısından çeşitli olanaklar mevcuttur. Dijital ortamların artması ve bu ortamların kullanıcı verileri bakımından zengin olması, büyük bir avantajdır. Özellikle yapay zekâ destekli veri analiz sistemlerini kullanarak toplanan verileri işletmenin amaçları doğrultusunda işlemek ve böylelikle hitap edilecek hedef kitleyi yüksek başarı oranı ile belirlemek mümkündür. Doğru mesaj, doğru zamanda, doğu hedef kitleye ulaştırıldığında markanın başarı oranı ve kalıcılığı artmaktadır.

Web Sitesinin Önemi

Bilgisayar ve internet teknolojilerinde yaşanan gelişmeler, işletmelerin dijital dünyada daha fazla yer almasına yol açmıştır. Kalıcı bir marka olmak isteyen işletmeler açısından, günümüzde dijital varlık neredeyse zorunluluk haline gelmiştir. Dijital dünyada varlık göstermenin en etkili yöntemlerinden biri ise web sitesine sahip olmaktadır. Günümüzde web site bir zamanlar işletmelerin basılı olarak kullandıkları kartvizitler ile eşdeğerdir. Ancak web sitelerinin farklı, isteyen herkesin erişimine açık olması ve bu sayede markanın yayılma hızını arttırmasıdır. Elbette bir web sitesine sahip olmak, yalnızca site kurmakla sınırlı değildir. İlgili aramalarda web sitesinin üst sıralarda görülmesi ve kullanıcılar ile bu platform üzerinden etkileşime girilmesi gereklidir. Bu da SEO başta olmak üzere bir dizi dijital pazarlama faaliyetine bağlıdır.

Kendi alanında yapılan aramalarda firma web sitesinin ön plana çıkması, hedef kitlenin tercihleri üzerinde de etkili olacaktır. Zira bu konuda yapılan araştırmalar, insanların internet üzerinden yaptığı aramalarda ilk sıralarda yer alan web sitelerini daha fazla tercih ettiklerini göstermektedir. Oransal olarak bu dağılım, ilk sırada yer alan web sitesinden daha aşağıdakilere doğru dağılmaktadır. İkinci sayfada yer alan web siteleri ise büyük oranda göz ardı edilmektedir. Kalıcı bir marka yaratabilmek için tasarım ilkelerine uygun ve firmanın tüm faaliyetleri ile ürünlerini sergileyen bir web sitesi hazırlanmalı; sonrasında ise profesyonel olarak bu site yönetilmelidir.

İlginizi Çekebilir: Sanal Girişimcilik Nedir? Olumlu ve Olumsuz Yönleriyle Sanal Girişimcilik!

Pazarlama Sürecini Planlayın

Pazarlama marka yaratma açısından en etkili yöntemdir. Doğru planlanmış bir pazarlama süreciyle yola çıkan markaların başarıya ulaşma ihtimalleri oldukça yüksektir. Geleneksel pazarlama yöntemleri, maliyetinin yüksek olması ve buna karşın daha düşük geri dönüş sağlaması nedeniyle günümüzde popülaritesini büyük ölçüde kaybetmektedir. Doğrudan hedef kitleye ulaşmayı sağlayan, yeni iletişim teknolojilerinden beslenen ve maliyeti daha düşük olan dijital pazarlama ise bu dönemin belirleyici pazarlama pratiğidir. Dijital pazarlamanın veriden beslenmesi nedeni ile geri dönüş oranları da oldukça yüksektir. Pazarlama planlamasında öncelikle hedef kitlenin tespit edilmesi ve sonra da bu hedef kitleye ulaşmak için ayrılacak bütçenin belirlenmesi gereklidir.

Ancak pazarlamanın profesyonel bir süreç olduğu unutulmamalı ve bu planlama işi için mutlaka pazarlama uzmanlarından destek alınmalıdır. Özellikle teknik bilgi ve donanım gerektiren dijital pazarlama söz konusu olduğunda, uzman desteği daha da önem arz etmektedir. İyi bir pazarlama planı, marka tanıtımı ve marka bilinirliğini arttırmanın yanı sıra firmaya ait ürün ve hizmetlerin tanıtımını yaparak satışları arttırma gibi bir kolaylık da sunmaktadır. Başlangıç bütçesi kısıtlı olan ve pazarlama için yeterince kaynak ayıramayan girişimci adayları için, sosyal medya pazarlaması ile başlangıç yapabilmeleri mümkündür. Hem Türkiye’de hem de dünyada çok sayıda insanın kullandığı sosyal platformlar, marka tanıtımının ve yaratımının en elverişli olduğu alanlar arasındadır.

Pazarlama planlamasının başarı ihtimalini arttırmak için müşteri segmentasyonuna da önem verilmelidir. Birden fazla ürün ya da hizmet sunan işletmeler söz konusu olduğunda, her ürünün her müşteriye hitap etmeyeceği aşikardır. Bu yüzden de hedef kitlenin bölümlenmesi ve her parçaya kendi özelliklerine uygun pazarlama mesajları gönderilmesi gereklidir. Müşteri segmentasyonunu mümkün kılan temel olgu da lokasyon bazlı teknolojilerdir. Konum tabanlı analizlerden yararlanarak işletmelerin yüksek isabetli pazarlama stratejileri yürütebilmeleri mümkündür.

Tutarlı Olun

Başarılı bir marka olabilmenin ön koşullarından biri de tutarlı ve planlı olmaktır. Sürekli strateji değiştiren ya da ne yapacağı konusunda henüz net bir karar verememiş olan firmalardan başarılı markalar çıkarmak son derece zordur. Ayrıca girişimci bireylerin attıkları her adımın birbiriyle uyumlu olmasına da özen gösterilmelidir. Tutarsız ve bir önceki yaptığı ile sonraki arasında çelişkiler bulunan markaların tanınması ve tutunması bir yana; hedef kitle tarafından alay konusu haline getirilmeleri söz konusudur. Bu da bir markanın önünün tamamen kapanması anlamına gelmektedir. Tutarlılık yalnızca marka ile alakalı değil, girişimcinin kendisiyle de alakalıdır. Güçlü markalar, kendilerini geliştiren girişimlerin adını da birlikte yükseltmektedir. Öyle ki günümüzde pek çok marka ile o markanın sahibi özdeş hale gelmiş; hatta bazen girişimcilerin isimleri markanın önüne geçmiştir. Bu yüzden de girişimcinin de tutarlı olması gereklidir. Bu tutarlılık hem sözde hem de eylemde olmalıdır.

Yeniliklere Açık Olun

Dijitalleşmenin bir ağ biçiminde tüm dünyayı sardığı ve her geçen gün daha yeni ürünlerin ortaya çıktığı günümüz dünyasında yeniliklere kapalı olmak, bir işletmenin intiharı anlamına gelmektedir. Unutulmamalıdır ki her yenilik, beraberinde bir takım fırsatı da getirmektedir. Bu yüzden de yeniliklere açık olunmalı ve bunlardan maksimum düzeyde nasıl yarar sağlanacağına dair stratejiler geliştirilmelidir. Özellikle işetmenin faaliyet gösterdiği alana uyarlanma ihtimali yüksek yenilikler, gözden kaçırılmamalı ve sektördeki yenilikler mutlaka takip edilmelidir. Elbette yenilikleri yalnızca teknoloji olarak anlamak da yanlıştır. Mevcut iş fikrini daha iyi bir konuma taşıyacak güçlendirici fikirlere de açık olmak lazımdır. Bu konuda işletme içerisinde fikir istişaresi yapmak ya da belirli konularda uzman yardımı almak yararlı olacaktır. Aklın akıldan üstün olduğu unutulmamalı ve çıkabilecek her türlü yenilik fikrine önem verilmelidir. Hareketliliğin hâkim olduğu günümüz toplumlarında, durağan ve kendini yenilemeyen işletmelerin varlıklarını sürdürme ihtimalleri oldukça düşüktür.

İlginizi Çekebilecek Diğer Makaleler

Bu makaleyi sosyal medya hesaplarınızda paylaşın